<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>









23 Şubat 2012 Perşembe

LG'nin 4 çekirdekli modeli LG Optimus 4X HD resmi olarak duyuruldu

LG'nin dün tanıttığı gözlüksüz 3D uyumlu modeli LG Optimus 3D Cube/Max'den sonra firma yine uzun süredir merakla beklenen 4 çekirdekli diğer telefonunu da MWC 2012'yi beklemeden görücüye çıkardı.
LG Optimus 4X HD adını alacak model yılın ikinci yarısında Avrupa pazarına giriş yapacak. 4.7 inç büyüklüğünde 1280 x 720 piksel çözünürlüğünde True HD IPS LCD ekran, 1.5GHz hızında çalışan 4+1 çekirdekli NVIDIA Tegra 3 yongada sistemi ve 1GB RAM telefona eşlik ediyor.
8.9mm inceliğe sahip modelde 2150mAh batarya gerekli gücü karşılıyor. 8MP otomatik odaklamalı LED flaşlı arka kamera, 1.3MP ön kamera, DLNA, MHL, 16GB depolama kapasitesi, Android 4.0 Ice Cream Sandwich işletim sistemi konfigürasyonu tamamlıyor.
Diğer detaylar ve fiyatlandırma politikası için LG, MWC 2012 fuarındaki standına meraklılarını bekliyor.
Daha önce internete sızan Optimus 3X modeli ile özellikler aynı. Ancak NFC ve HSPA+ desteğine yer verilmemiş. Bazı kaynaklar Optimus 3X modelinin ayrıca fuarda karşımıza çıkabileceğini belirtiyor. Optimus Vu, Optimus L-Style, Optimus 3D Cube/Max ve Optimus 4X HD modelleri ile LG firması bu yıl oldukça ses getireceğe benziyor.

Japonya uzaya asansör kuracak


Bir Japon inşaat şirketi 2050 yılına kadar 36 bin kilometre yükseklikteki bir uzay istasyonuna çıkacak bir asansör inşa etmeyi planlıyor.
96 bin kilometre yükseklikteki bir ağırlıkla dengenin sağlanması öngörülüyor.

Bu proje ilk bakışta tam bir çılgınlık gibi gözüküyor. Ancak Obayashi adlı Japon inşaat şirketi ciddi bir şekilde 2050 yılına kadar yeryüzünden 36 bin kilometre yükseklikte bir uzay istasyonu ve bu istasyona uzanacak bir çeşit asansör inşa etmeyi planlıyor.

İstasyona yolculuğun saatte ortalama 200 kilometre hızla yaklaşık bir hafta süreceği hesaplanıyor. Bu asansörün, gökdelenlerden alışıldığı gibi bir kabin değil, yaklaşık 30 kişinin nakledilebileceği bir kapsül olması, kapsülün içinde de bir haftalık yolculuk için yaşam mekanları ve tuvaletlerin olması öngörülüyor.

Enerji güneşten

Projenin 36 bin kilometreden de yükseğe uzanması planlanıyor. Kule benzeri bu yapının toplam 96 bin kilometre yükseklikte olması, ucuna ise yapının dengesinin sağlayacak bir ağırlığın yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu yükseklik, Dünya ile Ay arasındaki mesafenin dörtte birine denk geliyor.

Turistik yolcuların uzay istasyonunda ineceğini, ancak bilim insanlarının 96 bin kilometre yüksekliğe kadar devam edebileceğini belirten proje yöneticisi Satomi Katsuyama, “İnsanlar hep yüksek kulelere hayranlık duymuşlardır” şeklinde konuşuyor. Uzay istasyonunun enerjisinin ise güneş panelleri aracılığıyla sağlanması ve yeryüzündeki merkezde depolanması öngörülüyor.

'Hayal olarak kalmamalı'
Obayashi şirketinin uzmanları böyle bir projenin teknik açıdan mümkün olduğunu vurguluyor. Ancak projenin maliyetinin ne kadar olacağının henüz hesaplanamadığını belirten Obayashi yetkilileri, henüz bir yatırımcı bulunamadığını, ayrıca söz konusu dev borunun dünyanın hangi noktasına kurulacağı ya da kimin bu asansör ile uzaya çıkmak isteyeceği gibi soruların yanıtsız olduğunu kaydediyor. Obayashi şirketinin sözcüsü “Projenin sadece bir hayal olarak kalmaması için, bu fikrin geliştirilmesi üzerinde çalışacağız” diyor.

Dev projelerde tecrübeli şirket

Aslında bu, yeni bir fikir değil. Sadece bilimkurgu yazarları değil, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) de benzeri “uzay asansörleri” üzerine kafa yoruyor. Obayashi, dev projelerin hayata geçirilmesinde tecrübeli bir şirket. İnşa edildiğinde tarihin en büyük olimpik stadyumu unvanını kazanan Sydney'deki Avustralya Stadyumu ve Dubai'deki 75 kilometre uzunluğundaki sürücüsüz raylı ulaşım şebekesi bu projelerden sadece ikisi.

Obayashi şu anda, Japonya'nın başkentinde inşaatı bitmek üzere olan ve 634 metre ile ülkenin en yüksek binası unvanını alacak olan Tokio Sky Tree (Tokyo Gökyüzü Ağacı) adlı gökdelenin de arkasındaki şirket.

Wi-Fi ile Atom'u birleştirdi


Intel, Wi-Fi'ı Atom çipine sokmayı başardı!

Intel, Wi-Fi birimini yeni Atom çiplerinin içine gömmeyi başardı. Peki bunun bize faydası ne olacak?

Intel, Wi-Fi alıcı/vericisini çift çekirdekli Atom işlemcisiyle bir araya getirdi. Bunun anlamı, taşınabilir cihazların daha ince hale gelebileceği ve pil ömrünün daha uzun olabileceği.
Intel, Rosepoint kod adına sahip yeni çipini bu hafta içinde ISSCC 2012'de tanıtmayı planlıyor. Wi-Fi çipleri gibi radyo bileşenlerinin küçültülmesinin, sahip oldukları karmaşık analog devre yapısı nedeniyle daha zor olduğu biliniyor. Daha fazla çip ise daha ince, daha az pil tüketen ve hatta daha hesaplı cep telefonu, tablet ve laptop'lar demek oluyor.
CPU ve kablosuz radyo bir araya geldiğinde, her ikisinin de radyasyon yayıyor olması verileri bozabiliyor. Intel CTO'su Justin Rattner, bu sorunu gürültü iptal edicilerle ve radyasyon kalkanıyla aştıklarını söylüyor. Intel'in antenli çipler üzerinde çalıştığı da söylenenler arasında.
Yeni çipler, mobil cihazlarda 2015 yılından itibaren yer alabilecek.

22 Şubat 2012 Çarşamba

Her gün yeni bir Windows 8


Yeni Windows'un beklenen sürümü 9 gün içinde gelecek ama arka planda işler çok hızlı değişiyor!

Gelecek 9 gün içerisinde Microsoft, büyük ihtimalle merakla beklenen Windows 8 Kullanıcı Önizlemesi'ni yayınlamayı planlıyor. Yayınlanmasına bu kadar az bir süre kalmış olmasına rağmen, görünen o ki Microsoft tüketici önizleme sürümü için testler yapmaya ve hataları gidermeye devam ediyor.
Winunleaked.tk sitesinin haberine göre, Microsoft neredeyse her gün yeni bir Windows 8 yapısını geride bırakıyor; Windows 8 Tüketici Önizleme sürümünün yapı numarası sık sık güncelleniyor. Siteye göre, Tüketici Önizleme sürümünün en güncel yapı numarası 8284.0.winmain.120216-1840. Daha önce belirttiğimiz final yapı numarası 8250'ydi. Microsoft, Windows 8 Tüketici Önizlemesi'nin en stabil ve hatasız sürümünü yapabilmek için çalışıyor.
Microsoft, Windows 8 Tüketici Önizlemesi'nin basın toplantısını, 29 Şubat'ta Barselona'da başlayacak olan Mobile World Congress'te yapacak. Sürümün, Microsoft sunucuları üzerinden yayınlanmaya başlamasının da bu tarihten itibaren olacağını düşünüyoruz.

Hain yazılımlara yem olmayın.


Sizin haberiniz bile olmadan PC'nize kurulan sinsi yazılımlara yenilmek istemiyorsanız...

"Drive-by" adı verilen "indirme saldırıları", sizin haberiniz olmadan bir zararlının PC'nize indirilerek etkinleşmesine neden olabiliyor. 2011'de kurumsal alanda 2010'a oranla yüzde 101 artan (Kaynak: Cisco ScanSafe araştırması) bu saldırılar, bilgisayarınızı risk altına atabiliyor.
Peki Drive-by saldırısı nasıl gerçekleştiriliyor? Bunun için siber suçlular tarafından zararlı bir kod içeren bir web sayfası meydana getiriliyor. Veya varolan iyi niyetli bir sitenin açıkları, suçlular tarafından kullanılarak zararlı kod site içerisine enjekte edilebiliyor. Drive-by indirmelerin diğer bir dağıtım yolu ise reklam ağları. 2009'da New York Times, 2010'da ise Google ve Microsoft bile bu tuzağa düşmüş bulunuyorlar. Bu yöntemde, örneğin sahte bir program için kredi kartı numaranızı vererek ödeme yapmanız isteniyor.
Drive-by saldırılarından korunmanın 6 yolu!

1. Güncel yazılımlara sahip olduğunuzdan emin olun (veya çalışanlarınızı yazılımlarını güncellemeleri konusunda uyarın). Burada özellikle web tarayıcılarının; Java, Flash ve Acrobat gibi eklentilerin güncel olması önem taşıyor.
2. Bir web filtreleme yazılımı yükleyerek, bu tür zararlıların bulunduğu sitelere girişi başından engelleyebilirsiniz.
3. Firefox'da NoScript eklentisini yükleyerek JavaScript, Java ve Flash'ı sadece güvendiğiniz web sitelerinde çalıştırabilirsiniz.
4. Java'yı devre dışı bırakabilirsiniz. PDF görüntüleyicinizin ayarlarında JavaScript'i kapatarak güvenliğinizi artırabilirsiniz.
5. Windows sistemlerinde Drive-by indirme açıklarına engel olmaya yöntelik BLADE sisteminden faydalanabilirsiniz. BLADE 1.0'ın yakında indirmeye sunulması bekleniyor.
6. Çok kullanıcılı ortamlarda, kullanıcılara yönetici erişimi sağlamayın. Bu sayede herhangi bir zararlının verebileceği hasarı azaltabilirsiniz.

iPhone 5'ten kötü haber!


Herkes iPhone 5 için Haziran ayını işaret etse de, bizce yeni iPhone'u bu kadar çabuk beklemeyin!

iPhone 4S'in Ekim'de tanıtılmasının ardından, gelecek nesil iPhone 5'in de 2012 sonbaharında çıkacağı tartışmaları başladı. Japon Macotakara sitesinde isimsiz bir kaynaktan alınan bilgiye göre yapılan haberde, kaynak Apple'ın gelecek nesil iPhone'unu 2012 sonbaharında tanıtacağını doğruluyor.
iPhone 4S'ten önce Apple'ın telefonlarını Haziran ya da Temmuz'da tanıtma alışkanlığı vardı, fakat bu trend 2011'de değişti ve görünüşe göre şirket yeni cihazları tanıtırken de yeni trendi takip edecek.
iPhone 5 için beklentilerimiz, iPhone 4 - 4S arası yapılan küçük değişikliklerden ziyade büyük ve bütün bir değişiklik. HTC One X ve Samsung Galaxy S3 gibi devlerin karşısında tutunabilmek için iPhone 5 mutlaka dört-çekirdekli bir işlemci ile gelmeli.
Daha büyük ekran olabileceği konusunda beklentiler var fakat henüz beklentileri karşılayacak ipuçları bulunmuyor. iPhone 5'in NFC ve 4G teknolojisini desteklemesine ise kesin gözüyle bakılıyor.

21 Şubat 2012 Salı

Hack'lendiniz! Peki ya sonra?

Sık sık okuyoruz... Bir siteyi hack'leyen hackerlar, kullanıcılara ait, isim, e-posta, fatura ve kargo adresleri, telefon numaraları ve hatta kredi kartlarının bilgilerini kolaylıkla ele geçirebiliyor. Ve bu haberlerin ardından, hack'lenen sitelerden genellikle aynı açıklamalar geliyor: "Kritik kredi kartı ve diğer ödeme verileri ele geçirilmedi!"

Bu açıklama, saldırıdan etkilenen milyonlarca kullanıcıya, ay sonunda faturalarına yansıyabilecek gizemli değişiklikler olmayacağı konusunda güven verici, öyle değil mi? Peki ne için endişelenmeleri gerekir? Uzmanlara göre, güvenlik riskleri rahatsız edici spam e-postalardan, tehlikeli phising e-postalara kadar değişebiliyor. Bu postalarda hacker kendini güvenli biri ya da şirket olarak tanıtıp bir linke tıklamanızı istiyor, linke tıkladığınızda ise bilgisayarınıza yüklenen zararlılar, hacker'ın sizin bilgisayarınızın kontrolünü ele geçirmesine ve yazdıklarınızı kaydeden keylogger tarzı programlar kurmasına, hatta şahsi bilgilerinizi çalmasına neden olabilir.

- Bu bilgiler neden değerli?
- Ele geçirilen verilerin parasal değeri ne?
- Siber suç işlenebilmesi için ele geçirilen minimum veri miktarı nedir?
- Bir şirket hack'lendiğinde, ele geçirilen verilerin kötü amaçlarla kullanılması ne kadar zaman alıyor?
- Veriler ele geçirildiğinde, kullanıcılar nasıl tehlikelerle karşı karşıya kalıyorlar?
- Bu risklerin gerçekleşme ihtimali nedir?


Şimdi dilerseniz gelin, bu soruların cevabını birlikte aramaya başlayalım...

Powered By Blogger

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar