<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>









29 Şubat 2012 Çarşamba

MWC 2012 : Windows 8 Tüketici Önizleme Sürümü indirmeye sunuldu

Microsoft'un uzun süredir merakla beklenen MWC 2012 basın toplantısı sona erdi ve belirtildiği gibi 29 Şubat tarihinde yerel saat ile 15.00'da Windows 8 Tüketici Önizleme Sürümü Microsoft'un sitesinden indirmeye sunuldu.
Microsoft'un yenilenen tasarım trendinin içine dahil olan Windows 8 işletim sistemi; Metro arayüzü, Live Tiles, Internet Explorer 10, Xbox Live entegrasyonu gibi çok sayıda özellik sunuyor.
Kurulum yapabilmek için en az 1GHz işlemci, 32-bit için 1GB RAM/16GB depolama alanı, 64-bit için 2GB RAM/20GB depolama alanı, WDDM 1.0 ile DirectX 9 ve 1024 x 768 ekran çözünürlüğü gerekiyor.
İstenirse Windows'un kurulum aracı ile yükleyebileceğiniz gibi ISO formatında indirerek de kurabilirsiniz. Yoğunluk nedeniyle sayfalar zaman zaman çevrimdışı kalabiliyor. Linkler:
İngilizce
64-bit (x64) (3.3 GB)
32-bit (x86) (2.5 GB)
Ürün anahtarı : DNJXJ-7XBW8-2378T-X22TX-BKG7J
Fransızca
64-bit (x64) (3.3 GB)
32-bit (x86) (2.5 GB)
Ürün anahtarı: DNJXJ-7XBW8-2378T-X22TX-BKG7J
German
64-bit (x64) (3.3 GB)
32-bit (x86) (2.5 GB)
Ürün anahtarı: DNJXJ-7XBW8-2378T-X22TX-BKG7J

Hackleyene 1 milyon dolar


Google, gelecek hafta düzenlenecek Pwn2Own siber korsanlık yarışmasında Chrome tarayıcısının güvenlik sistemini yıkabilecek hackerlara bir milyon dolar ödül vaat etti.

Google, Windows 7 ile çalışacak bilgisayarlar kullanacak siber korsanlara Chrome tarayıcısına verdikleri zararın derecesine göre 60, 40 ve 20 bin dolar verecek.
Google güvenlik ekibi, altıncısı düzenlenen yarışmada dağıtılacak ödüllerin, aynı dereceyi elde eden yarışmacılar için ikiye bölünmeyeceğini belirtti. 7 Mart’ta başlayacak yarışma, dağıtılan toplam ödül bir milyon doları bulana kadar devam edecek.
Pwn2Own’ungeçen yıl düzenlenen yarışmalarında, siber korsanlar Internet Explorer ve Safari tarayıcılarının tüm güvenlik duvarlarını yıkmayı başarmış ama Chrome’u alt edememişti. Yarışta siber korsanları teşvik edebilmek için birinciliğe verilecek ödülün 20 bin dolar artırılması da sonucu değiştirememişti.

Chrome, bugüne kadar Pwn2Own’da siber saldırılarla güvenliği tamamen çökertilemeyen tek tarayıcı olma özelliğini taşıyor. Yarışmacılar, Chrome’a karşı başarısızlıklarını Google’ın sandbox güvenlik sisteminin zorluğuna bağlıyor.
Google Chrome güvenlik ekibinden Chris Evans ve Justin Schuh, “Chrome’un geçmişte gösterdiği başarı bizi ne kadar mutlu etse de, bugüne kadar güvenlik duvarlarının aşılamaması Chrome’un anlaşılması ve geliştirilmesini de zorlaştırıyor... Güvenliğin aşılabilme olasılığını maksimize etmek için ödül miktarını bu yıl bir milyon dolara çıkardık” ifadesini kullandı.
Google’dan bir yetkili ise “Sandbox sistemini aşan bir siber korsan olursa bunu nasıl yaptığını kendisine saklaması çok iyi olur. Beyaz korsanlar internetteki açıkları bulmalı ve kapamalı. Amacımız interneti daha güvenli kılmak” dedi.
Google, geçtiğimiz yıl bazı yarışmacıların aldıkları dereceleri farklı göstererek fazla ödül almalarının anlaşılması üzerine bu yıl sponsorunu da değiştirdi.

28 Şubat 2012 Salı

MWC 2012 Dünyanın en küçük bilgisayarı FXI Cotton Candy

 
Akıllı telefonların giderek büyümeye başladığı son dönemlerde kişisel bilgisayarların da küçüldüğüne şahit oluyoruz. Raspberry firmasının 25$'lık Pi kişisel bilgisayarı bunun en iyi örneklerinden. Başka bir firma FXI ise uzun süredir üzerinde çalıştığı dünyanın en küçük kişisel bilgisayarını fuarda yeniden görücüye çıkardı.
FXI Cotton Candy modeli daha önce CES 2012 fuarında tanıtılmıştı. Ancak cihaz piyasaya sürülmeyi bekliyordu. Tasarımında bazı değişiklikler yapan FXI Tech firması nihayet satışa sunma kararı aldı.
Cotton Candy modeli 1.2GHz hızında çalışan çift çekirdekli ARM Cortex-A9 tabanlı işlemci, 1GB DRAM, microSD yuvası, Mali-400 grafik birimi, WiFi, Bluetooth 2.1, microUSB, USB 2.0 ve HDMI 2.1 özellikleri sunuyor ve 1080p videoları oynatabiliyor. İşletim sistemi olarak Android 2.3 veya Ubuntu tercih edilebiliyor. Sanallaştırma yoluyla farklı işletim sistemi çalıştırmak isteyenler için bir istemci de mevcut.
Daha önce tanıtılan versiyonda farklı bir renk ve kasa yapısına sahip olan Cotton Candy son haliyle beyaz renge ve ısıyı yayarak soğumaya yardımcı olan dirençli bir plastik kaplamaya sahip olmuş.
Küçük boyutlarına rağmen herhangi bir harici ekrana aktarabildiğiniz Cotton Candy, direk USB girişine takarak Windows veya Mac bilgisayarınız üzerinden içerisindeki işletim sistemine erişmenizi ve kullanmanızı sağlıyor.
Mart ayından sonra Android 4.0 opsiyonuna sahip versiyonlar da piyasada olacak. Mart ayı ortalarında tam sürücü desteği alacak Cotton Candy yine aynı dönemlerde 199$'dan piyasada olacak. Ön siparişler başlamış durumda. Raspberry Pi ile benzer özelliklere sahip Cotton Candy dünyanın en küçüğü olsa da en ucuzu ünvanını rakibine kaptırdı.
 

Ölümsüz canlıyı buldular


Nottingham Üniversitesi'nden bilimadamları, şaşırtıcı bir açıklamayla "sonsuza kadar" yaşayabilen organizmayı keşfettiklerini duyurdu!

Bilimadamları, hücrelerini hatta beynini bile sürekli yenileyebilen canlı türünün ölümsüzlüğe uzanan yoldaki anahtar olduğunu düşünüyorlar.
Yapılan araştırmalar sonucunda göllerde ve küçük su birikintilerinde yaşayan "planarya yassıkurtları"nın kendilerini sürekli yenileme yeteneğine sahip oldukları ortaya çıktı.

Yassıkurtlar, ikiye bölünseler bile kafa kısmı tekrar kuyruk kısmını oluşturabiliyor, daha da ilginci kuyruk kısmı da tekrar yeni bir kafa kısmı oluşturabiliyor.
Deneylerde yassıkurtların yirmiye bölündüğü, bunun bile yassıkurtları öldürmeye yetmediği ve kesilen parçalardan 20 yeni yassıkurtun geliştiği belirtiliyor.
Araştırmaları yapan Nottingham Üniversitesi bilimadamlarından araştırmacı Dr. Aziz Aboobaker tek bir yassıkurtu parçalara bölüp, kendilerini yenileme özelliğiyle tam 20 bin yassıkurt içeren devasa bir koloniye sahip olduklarını söylüyor ve ekliyor: "Benim görüşümce bu canlılar ölümsüz"

Yassıkurtların sinir hücrelerinden oluşan basit bir beyne sahip olduğu, bu hücrelerin canlının tüm vücudunda bulunan kök hücrelerce tekrar üretilebildiği, bu özellikleriyle de en ufak parçaların bile tam bir yassıkurta dönüşebilme kapasitesine sahip olduğu belirtiliyor.
Yapılan araştırmaların insanların yaşlandıklarında bile sağlıklı kalmalarına yardımcı olması umuluyor.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Avatar filmi gerçek oluyor!


James Cameron'un 2009 yapımı Avatar filminden etkilenen Pentagon, bu bilim kurgu filmini gerçek yapmak istiyor. Sadece filmi için 235 Milyon dolar harcansa da, Pentagon projeyi 7 Milyon dolara mal edeceğini hesaplıyor.

Proje hakkında ilk açıklama Pentagon'un yüksek teknoloji araştırmalarını yöneten Darpa ekibinin sözcüsünden geldi: "Avatar projesi kapsamında askerler algoritmalar ve kullanıcı arayüzleri sayesinde robotlar ile etkileşim kurarak, aslında savaş alanında olmadan ülkeleri için savaşabilecekler."

Avatar projesinin asıl amacı askerlerin zarar görmeden en zor ve ölümcül görevleri bile başarıyla tamamlaması. Zaten Cameron, filminde bu fikri o kadar ustaca gösterdi ki, proje çok da olağan dışı bir şey gibi durmuyor. Ama konu fikri hayata geçirmek olduğunda, elbette bilim adamlarının işi pek kolay olmayacak.

Kablosuz ağlarda performans!

Kablosuz ağların günlük hayatta rahatça kullanılabilecek olgunluğa erişmeleri hayli zaman aldı şüphesiz. En yeni standart olan 802.11n uyumlu donanımların ve yazılımların oturması bile kolay olmadı. Fakat artık pek çok uyumluluk probleminin ve benzer teknik sorunların geride kaldığını rahatça söyleyebiliriz.

Pek çok kullanıcı çeşitli kaygılar sebebiyle uzun yıllar boyunca kablosuz ağlardan uzak durdular. Veri güvenliğini sağlamanın kablolu ağlara oranla daha zor olması ve radyasyon korkusu bunlardan sadece ikisiydi. Öte yandan düzgün çalışan kablosuz internet erişimine bir kez alıştınız mı, bunun getirdiği rahatlıktan bir daha vazgeçebilmenize de imkân yok.

Her ne kadar modern kablosuz ağ donanımları belirli bir olgunluğa erişmiş olsalar da, yine de zaman zaman istediğiniz verimi alamayabilirsiniz. Gerçekte birkaç küçük noktaya dikkat ederek, bazı ufak ayarlar yaparak bu sorunları aşmak mümkündür. Her teknoloji gibi kablosuz ağların da kendilerine has huyları, sıkıntıları vardır. Bunlar hakkında vereceğimiz ipuçları sayesinde, kablosuz ağınızdan azami performans almanız mümkün olabilir.

Windows tarihinde bir ilk




Windows 8'in dillerinden yeni detaylar!

Windows 8, daha önce hiç bir Windows'ta görmediğimiz bir yenilikle birlikte geliyor...


Microsoft'un Windows 8'in bir İngiltere İngilizcesi sürümünü de yayınlayacağı Building Windows 8 blog'unda duyuruldu. Bundan başka 13 dil paketi ile gelecek Windows 8, birden fazla dil paketi yüklemeye ve bunlar arasında geçiş yapmaya izin verecek.
Gartner'dan araştırmacı Vishal Tripathi'ye göre işletim sisteminin yerel dillerde sunulması, oldukça faydalı olacak. Çünkü birçok ülkede İngilizce, en iyi olasılıkla ikinci dil konumunda. Eklenecek diğer diller arasında Çin'in bazı bölümlerinde kullanılan Uygurca, Wolof ve Beyaz Rusça da var.
İngiltere İngilizcesi ise Windows tarihinde ilk kez tek başına çalışabilir bir halde sunulacak. Bunun anlamı, bu dillerin OEM'ler tarafından kullanılabileceği veya işletim sisteminin bu dilde satın alınabileceği.
Windows 7 şu anda 95 farklı dil desteğine sahip. Bu destek, Windows 8 ile 100'ü geçecek gibi görünüyor...

26 Şubat 2012 Pazar

Proton ve Yes, Malezya'nın ilk 4G bağlantılı arabasını üretti

Günümüzde kullandığımız 3G mobil veri bağlantısı teknolojisinden kat kat daha hızlı veri aktarımı sunan 4G/LTE bağlantı teknolojisi ABD, Güney Kore ve Japonya'da büyük bir kesim tarafından kullanılmaya başlanmış durumda. 4G teknolojisine henüz geçiş yapan diğer bir ülke Malezya'da bu bağlantı ile uyumlu yeni bir araba modeli piyasaya sürüldü.
Malezya'lı araba üreticisi Proton ve cep operatörü Yes ortaklığında başlayan proje sonraki Proton araçlarında 4G bağlantısının standart bir özellik olması amacını güdüyor.
Projenin ilk örneği Proton P3-21A/Inspira modeli olacak ve sonraki aylarda piyasaya sürülecek.
Yes operatörü ülkenin tek 4G teknolojisini sunan operatörü ve ülkede yüzde 65'lik bir kapsama alanında 4G hizmeti veriyor. Yeni Proton aracı ülkenin 960km uzunluğundaki Kuzey-Güney Ekspres Yolu ve Doğu Sahil Ekspres Yolu'nun büyük bir kısmında 4G erişimi sağlayabilecek.
4G bağlantısı ile pek çok hizmete bağlanabilen aracın eğlence sistemi aynı zamanda mini bir ağ olarak görev yapıyor ve 5 cihaza kadar kablosuz bağlantı sunabiliyor. Uzaktan gerçek zamanlı araç tanılama, güvenlik ve lokasyon tabanlı hizmetler gibi uygulamalar Proton P3-21A modeli ile tüketiciye sunulacak.
Projenin hayata geçirilmesi adına bir Facebook yarışması başlayacak ve büyük ödül 35000$'lık Proton Inspira olacak. Ayrıca 3 adet iPad 2 ve bir adet Huddle 4G router diğer ödüller.

20 bin metreden SMS okuyan uçak


ABD'den sonra Almanya da insansız uçaklara dev bir yatırıma hazırlanıyor.
Almanya tüm hava sahasını 331 insansız uçaktan oluşan dev bir filoyla koruyacak. "Euro Hawk" tipi insansız araçlar 20 bin metre yükseklikte yerdeki bir SMS'i okuma kapasitesine sahip.
Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre, Alman ordusu ve emniyeti şu anda 331 insansız uçaktan oluşan dev bir filoyu bünyesinde barındırıyor. Alman hükümeti söz konusu filoyu sadece olası terör saldırılarında değil, başka alanlarda da kullanmak için harekete geçti.
Hükümetin yeni planına göre, sivil havacılığı da kapsayacak şekilde ülkenin tüm hava sahası insansız uçak Euro Hawk'lar tarafından denetlenecek. İnsansız uçaklar orman yangınlarını önlemek için denetim uçuşları yapmanın yanı sıra, Almanya'da yaşayan vahşi havyanların sayım işlemlerinde de kullanılacak.
İnsansız uçak Euro Hawk'ların özelliklerine baktığımız zaman bu araçların çok amaçlı kullanılmasının olanaklı olduğu daha iyi anlaşılıyor. Euro Hawk'lar 20 bin metre yükseklikte yerdeki bir SMS'i okuyabildiği gibi, yine yerdeki bir telefon yada telsiz konuşmasını dinleyebiliyor.
Euro Hawk'lar gerekli gördüğü zaman yine 20 bin metre yükseklikte bir radyo ya da televizyon yayınını karıştırabiliyor.
İNGİLTERE VE FRANSA'DAN ORTAK PROJE
ABD Başkanı Barack Obama ABD ordusunu gelecekte insansız uçak benzeri teknolojilere daha büyük yatırımlar yapacağını açıklamıştı.
İngiltere Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de geçtiğimiz hafta Paris'teki görüşmelerde ortak bir insansız uçak projesinin detaylarını konuştu.

25 Şubat 2012 Cumartesi

Bilim adamlarından uyarı


Vancouver'da toplanan bilimadamları, bilime önem verilmesi çağrısında bulundu.
Dünyanın önde gelen bilimadamları, Kanada'da biraraya gelerek, "yeniden bilim" çağrısında bulundu. Bilimadamları, sorunlara bilimsel çözümler aranmadıkça, Dünya'yı korumak için gel kalınacağı uyarısında bulundu.

8 Bin Bilimadamı Bilimin Geleceğini Tartıştı

50'den fazla ülkeden 8 bin bilimadamı, Kanada'nın Vancouver kentinde toplanarak, 5 gün boyunca bilimin geleceğini tartıştı.

Bilimin kuşatma altında olduğunu savunan bilimadamları, halkla bilimi buluşturmak gereğini vurguladı.

Dünyanın acil durum sinyali verdiğini, çok az kişinin bulun farkında olduğunu söyleyen bilimadamları, halkı yeniden bilime inandırmak gerektiğini, oysa inanmayanların oranının rahatsız edici seviyede olduğunu ileri sürdü.

Sansürü, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tutucu çevreleri ve eğitim seviyesinin düşüklüğünü bilimin önündeki en büyük engel olarak sayan bilimadamları, Amerika'da giderek artan sayıda insanın küresel ısınmaya inanmadığını kaydetti.

Bilimadamları, küresel ısınmayı dikkate alan, dünya nüfusunun 9-10 milyara ulaşacağını modelleyen bir geleceğin planlanması gereğine de işaret etti.

PlayStation 4'ün grafik işlemcisini AMD hazırlıyor

Ünlü ekonomi dergisi Forbes'ın haberine göre, bugünlerde PlayStation Vita ile gündemde olan Sony, hazırıkları devam eden PlayStation 4'ün grafik işlemcisi için AMD ile çalışıyor. Nintendo Wii ve Xbox 360 için grafik işlemci sağlayan AMD, aynı zamanda Nintendo Wii U'da da yerini almış durumda. Diğer taraftan yeni Xbox için de Microsoft ile işbirliği içerisinde olan AMD, Forbes'ın haberi doğru ise tüm konsol dünyasında yeni jenerasyona adını yazdıracak gibi görünüyor.
Hali hazırda Nvidia tarafını grafik işlemci kullanan PlayStation 3'den farklı olarak Sony'nin yeni oyun konsolunda nasıl bir strateji izleyeceği henüz bilinmiyor ancak PlayStation 3'ün içerik üretimini zorlaştıran karmaşık donanım tasarımından farklı olarak PlayStation 4'te radikal değişiklikler olabileceği üzerinde duruluyor. Henüz PlayStation 4'ün çıkış tarihiyle ilgili bir bilgi olmasa da göstergeler bir sonraki jenerasyon için piyasaya en son girecek ismin Sony olacağını gösteriyor zira özellikle bir süredir yeni nesil Xbox için çok sayıda iddia çıkmış hatta konsolun E3 Fuarı'nda tanıtılabileceği belirtilmişti.

En kötü 9 "oyun açığı!


9 eğlenceli ve akılda kalan "oyun açığı"!

Call of Duty, Battlefield, Mortal Kombat ve fazlası... İşte oyun zevkini yerle bir eden 9 oyun açığı.


Oyunlarda bulunan açıklar, sizi rakibinizin karşısında çaresiz bırakabildiği gibi yetenek, güç ve tecrübe kazanabilmeniz için kolay bir yol da sunabiliyor. Bazı açıklar ise meydana getirdiği komik durumla sizi güldürebiliyor. İşte bazıları kızdıran, bazıları güldüren, bazıları ise efsaneleşen 9 "oyun açığı":
1. World of Warcraft - çatılarda dolaşma
World of Warcraft'ın ulaşması pek de kolay olmayan çatılarında dolaşmak, bir zamanlar oldukça eğlenceliydi. Ancak bunu yapmak, 2006'dan itibaren sunuculardan engellenmek için yeterli bir sebep haline geldi.
2. Call of Duty: Modern Warfare 2 - Javelin numarası
Call of Duty: Modern Warfare 2'de yer alan küçük bir hata, oyuncunun FGM-148 Javelin'i gerçekten ateşlemeden ateşlemesine izin veriyordu (el bombasını atarken FGM-148'i çıkarıp, farenin tuşunu basılı tutarak ve daha sonra ateşlemek için bırakarak). Hatadan faydalanabilmek isteyen oyuncu sadece ortalıkta dolaşabiliyor ve düşmanlarına fiziksel olarak vurabiliyor, ancak kendisini güçlü bir intihar komandosu haline getirebiliyordu.

3. Elder Scrolls 2: Daggerfall
Elder Scrolls serileri, görünüşe bakılırsa her seferinde oyuncuların işine yarayacak sağlam bir açıkla geliyor. Örneğin Daggerfall'da bir mağazaya girip kapanana dek beklediğinizde satıcı gözden kayboluyor ve taşıyabildiğiniz kadar pahalı takımı alabiliyorsunuz. Normal bir saatte geri dönerek, satıcıya kendi ürünlerini geri satmanız da mümkün.
4. Diablo ve Diablo II
Diablo'nun ilk oyunu, çoklu oyuncu oturumlarını Blizzard sunucularında değil sizin bilgisayarınızda saklıyordu. Bu ise sadece kendi karakterinizi inanılmaz güçlerle donatmanıza izin vermiyor, diğer oyuncuların karakterlerini PC'nize kaydederek onlarla oynamanızı da sağlıyordu.
Diablo II'de ise bot'ları sunucuda başarılı bir biçimde çalıştırabiliyor ve boss'ları öldürebiliyor, ödülleri daha sonra gerçek karakterinizle toplayabiliyordunuz.
5. Quake
Ünlü "Stanford Stoogebot", oyun ile sunucular arasına yerleşiyor ve karakterinizin hedefi ile ateş edişini denetliyordu. Böylece çevredeki düşmanları bir anda yok edebiliyordunuz.

6. Battlefield 3
Oyunun yayınlanmasının ardından kısa süre sonra oyuncular, multiplayer karşılaşmalarda kendi EOD bot'larını dost mühendisler tarafından vurdurarak inanılmaz derecede deneyim kazanabildiklerini keşfettiler.
7. Star Wars: The Old Republic--/getdown
Oyunda bir düşmanınız sizi herhangi bir güçle hedef aldığında sohbet penceresine "/getdown" yazabiliyor ve karakterinizi dans ettirebiliyordunuz. Bu komutunuz, düşmanınızın saldırısını da kesiyordu.
8. The Legend of Zelda: Twilight Princess
Wii oyunu The Legend of Zelda: Twilight Princess'daki bir açık, sistemin SD kartında kişisel bir kod çalıştırmaya izin veriyordu. Bu ise kullanıcılara Wii'nin işletim sistemi yerine kendi yazılımlarını çalıştırmalarını sağlıyordu.
9. Mortal Kombat
En yeni Mortal Kombat, diğer dövüş oyunlarında da bulunan "sonsuz combo" açığına sahipti. Bunu bulmak zor olsa da, bulduğunuzda rakibinize sonu gelmeyen acılar yaşatabiliyordunuz.

24 Şubat 2012 Cuma

Windows 8 çubuğunu deneyin!


Windows 8'in Charm çubuğunu deneyin!

Windows 8'de Başlat düğmesinin yerini alacak Charm çubuğunu Windows 7'nizde şimdiden deneyin!

Windows 8'de Başlat menüsünün yerini alan "Charm" çubuğunun son halini, Microsoft işletim sisteminin "Tüketici Önizleme" sürümünü yayınladığında göreceğiz. Ancak yeni Charm çubuğu ile çalışmanın nasıl bir tecrübe olduğunu merak ediyorsanız, bunu Windows 7'nizde denemeniz mümkün.
RocketDock adındaki Windows arayüzü özelleştirme aracıyla beraber çalışan Charmbar eklentisi, Windows 8'deki Charm çubuğu gibi bir çubuğu ekranınızın sağ tarafına ekliyor. Bu çubuk ile Aygıt Yöneticisi, Ağ Komşuları gibi konumlara hızla ulaşmanız mümkün hale geliyor.
Charmbar'ın arka planını ister siyah, ister saydam hale getirebiliyorsunuz. Windows 8'in final sürümünde, fareyi üzerine götürdüğünüzde çubuğun saydam olması bekleniyor.
İndirin: RocketDock
İndirin: Charmbar eklentisi

New York Times : Google bu yıl Android tabanlı kafa üstü ekranlar satmaya başlayabilir

Giyilebilir teknoloji alanında son dönemde gelinen nokta bu tarz ürünlerin ticari olarak satılmaya başlamasında artık bir engelin kalmadığını gösteriyor. CES 2012 fuarında gözlük şeklinde veya başınıza takabildiğiniz tek ekran şeklinde giyilebilir ekranlar büyük ilgi toplamıştı. Yıl içinde daha sık raflarda görmeye başlayacağımız giyilebilir ekran trendine Google da katılıyor.
New York Times gazetesinin iddiasına göre kafa üstü ekranlar üzerinde çalışmalarını devam ettiren Google yıl bitmeden ilk örneklerini piyasaya sürmek istiyor. Proje ile yakından ilgilenen Google kaynakları Android işletim sistemi, 3G/4G bağlantısı, GPS ve farklı sensörler sunacak sistemlerin fiyatının 250$-600$ arasında değişeceğini belirtiyor.
Sisteme bir de düşük çözünürlüklü kamera entegre edilecek ve çevrede gelişen hareketlilik gerçek zamanlı olarak takip edilecek. Bu sayede artırılmış gerçeklik uygulamaları ön plana çıkacak.
Ancak özel hayatın gizliliğini ihlal edebilecek bu sistem için Google'ın bu gözlüklerin kaydetmeye başladığı kişilerin bundan haberdar olmasını sağlayacağı vurgulanıyor.
Projenin kilit isimleri aynı zamanda Google'ın kurucusu olan Sergey Brin ve Latitude hizmetinin fikir babası Steve Lee. Google bu projeyi herkesin dahil olabileceği bir deney olarak görüyor. Ancak gözlükler için potansiyel iş modelleri gelecek planlarında yok. Tüketici pazarına iddialı bir girişten ziyade sadece küçük çaplı bir hobi olarak kalması düşünülüyor.
Gazetenin iddiaları doğruysa hobi amaçlı bile olsa gözlük veya kafa üstü ekran şeklindeki giyilebilir ekranların daha çok gelişmesine katkıda bulunacağı kesin.

Böylesi hiç yapılmadı


Hayran bırakan bir konsept daha!
Ufak bir roket atara benzese de, resimde gördüğünüz "cihaz" aslında bambaşka bir "şey"!

Cep telefonlarının gelmesiyle her ne kadar orta seviye kameraların pabucu dama atılsa da, birileri halen yeni jenerasyon kameralar üzerinde kafa yoruyor.
D-Can isimli bu konsept kamera, gelecekteki kameraların dizaynıyla ilgili önemli ipuçları veriyor. D-Can konseptini geliştiren tasarımcı Jean-michel Bonnemoy, kameraların gelecekte silindirik bir forma bürüneceğini iddia ediyor. Zaten tasarımında da bunu görmek mümkün.
ISO aralığı 100 ila 6400 arasında olan ve uzun ölçekli zum yapabilen lenslerle bütünleşen D-Can'ın önünde bir LCD ekran bulunuyor. Bu konsept ürüne ayrıca kulaklık bağlanabiliyor ve üzerinde mikrofon yer alıyor.

23 Şubat 2012 Perşembe

LG'nin 4 çekirdekli modeli LG Optimus 4X HD resmi olarak duyuruldu

LG'nin dün tanıttığı gözlüksüz 3D uyumlu modeli LG Optimus 3D Cube/Max'den sonra firma yine uzun süredir merakla beklenen 4 çekirdekli diğer telefonunu da MWC 2012'yi beklemeden görücüye çıkardı.
LG Optimus 4X HD adını alacak model yılın ikinci yarısında Avrupa pazarına giriş yapacak. 4.7 inç büyüklüğünde 1280 x 720 piksel çözünürlüğünde True HD IPS LCD ekran, 1.5GHz hızında çalışan 4+1 çekirdekli NVIDIA Tegra 3 yongada sistemi ve 1GB RAM telefona eşlik ediyor.
8.9mm inceliğe sahip modelde 2150mAh batarya gerekli gücü karşılıyor. 8MP otomatik odaklamalı LED flaşlı arka kamera, 1.3MP ön kamera, DLNA, MHL, 16GB depolama kapasitesi, Android 4.0 Ice Cream Sandwich işletim sistemi konfigürasyonu tamamlıyor.
Diğer detaylar ve fiyatlandırma politikası için LG, MWC 2012 fuarındaki standına meraklılarını bekliyor.
Daha önce internete sızan Optimus 3X modeli ile özellikler aynı. Ancak NFC ve HSPA+ desteğine yer verilmemiş. Bazı kaynaklar Optimus 3X modelinin ayrıca fuarda karşımıza çıkabileceğini belirtiyor. Optimus Vu, Optimus L-Style, Optimus 3D Cube/Max ve Optimus 4X HD modelleri ile LG firması bu yıl oldukça ses getireceğe benziyor.

Japonya uzaya asansör kuracak


Bir Japon inşaat şirketi 2050 yılına kadar 36 bin kilometre yükseklikteki bir uzay istasyonuna çıkacak bir asansör inşa etmeyi planlıyor.
96 bin kilometre yükseklikteki bir ağırlıkla dengenin sağlanması öngörülüyor.

Bu proje ilk bakışta tam bir çılgınlık gibi gözüküyor. Ancak Obayashi adlı Japon inşaat şirketi ciddi bir şekilde 2050 yılına kadar yeryüzünden 36 bin kilometre yükseklikte bir uzay istasyonu ve bu istasyona uzanacak bir çeşit asansör inşa etmeyi planlıyor.

İstasyona yolculuğun saatte ortalama 200 kilometre hızla yaklaşık bir hafta süreceği hesaplanıyor. Bu asansörün, gökdelenlerden alışıldığı gibi bir kabin değil, yaklaşık 30 kişinin nakledilebileceği bir kapsül olması, kapsülün içinde de bir haftalık yolculuk için yaşam mekanları ve tuvaletlerin olması öngörülüyor.

Enerji güneşten

Projenin 36 bin kilometreden de yükseğe uzanması planlanıyor. Kule benzeri bu yapının toplam 96 bin kilometre yükseklikte olması, ucuna ise yapının dengesinin sağlayacak bir ağırlığın yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu yükseklik, Dünya ile Ay arasındaki mesafenin dörtte birine denk geliyor.

Turistik yolcuların uzay istasyonunda ineceğini, ancak bilim insanlarının 96 bin kilometre yüksekliğe kadar devam edebileceğini belirten proje yöneticisi Satomi Katsuyama, “İnsanlar hep yüksek kulelere hayranlık duymuşlardır” şeklinde konuşuyor. Uzay istasyonunun enerjisinin ise güneş panelleri aracılığıyla sağlanması ve yeryüzündeki merkezde depolanması öngörülüyor.

'Hayal olarak kalmamalı'
Obayashi şirketinin uzmanları böyle bir projenin teknik açıdan mümkün olduğunu vurguluyor. Ancak projenin maliyetinin ne kadar olacağının henüz hesaplanamadığını belirten Obayashi yetkilileri, henüz bir yatırımcı bulunamadığını, ayrıca söz konusu dev borunun dünyanın hangi noktasına kurulacağı ya da kimin bu asansör ile uzaya çıkmak isteyeceği gibi soruların yanıtsız olduğunu kaydediyor. Obayashi şirketinin sözcüsü “Projenin sadece bir hayal olarak kalmaması için, bu fikrin geliştirilmesi üzerinde çalışacağız” diyor.

Dev projelerde tecrübeli şirket

Aslında bu, yeni bir fikir değil. Sadece bilimkurgu yazarları değil, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) de benzeri “uzay asansörleri” üzerine kafa yoruyor. Obayashi, dev projelerin hayata geçirilmesinde tecrübeli bir şirket. İnşa edildiğinde tarihin en büyük olimpik stadyumu unvanını kazanan Sydney'deki Avustralya Stadyumu ve Dubai'deki 75 kilometre uzunluğundaki sürücüsüz raylı ulaşım şebekesi bu projelerden sadece ikisi.

Obayashi şu anda, Japonya'nın başkentinde inşaatı bitmek üzere olan ve 634 metre ile ülkenin en yüksek binası unvanını alacak olan Tokio Sky Tree (Tokyo Gökyüzü Ağacı) adlı gökdelenin de arkasındaki şirket.

Wi-Fi ile Atom'u birleştirdi


Intel, Wi-Fi'ı Atom çipine sokmayı başardı!

Intel, Wi-Fi birimini yeni Atom çiplerinin içine gömmeyi başardı. Peki bunun bize faydası ne olacak?

Intel, Wi-Fi alıcı/vericisini çift çekirdekli Atom işlemcisiyle bir araya getirdi. Bunun anlamı, taşınabilir cihazların daha ince hale gelebileceği ve pil ömrünün daha uzun olabileceği.
Intel, Rosepoint kod adına sahip yeni çipini bu hafta içinde ISSCC 2012'de tanıtmayı planlıyor. Wi-Fi çipleri gibi radyo bileşenlerinin küçültülmesinin, sahip oldukları karmaşık analog devre yapısı nedeniyle daha zor olduğu biliniyor. Daha fazla çip ise daha ince, daha az pil tüketen ve hatta daha hesaplı cep telefonu, tablet ve laptop'lar demek oluyor.
CPU ve kablosuz radyo bir araya geldiğinde, her ikisinin de radyasyon yayıyor olması verileri bozabiliyor. Intel CTO'su Justin Rattner, bu sorunu gürültü iptal edicilerle ve radyasyon kalkanıyla aştıklarını söylüyor. Intel'in antenli çipler üzerinde çalıştığı da söylenenler arasında.
Yeni çipler, mobil cihazlarda 2015 yılından itibaren yer alabilecek.

22 Şubat 2012 Çarşamba

Her gün yeni bir Windows 8


Yeni Windows'un beklenen sürümü 9 gün içinde gelecek ama arka planda işler çok hızlı değişiyor!

Gelecek 9 gün içerisinde Microsoft, büyük ihtimalle merakla beklenen Windows 8 Kullanıcı Önizlemesi'ni yayınlamayı planlıyor. Yayınlanmasına bu kadar az bir süre kalmış olmasına rağmen, görünen o ki Microsoft tüketici önizleme sürümü için testler yapmaya ve hataları gidermeye devam ediyor.
Winunleaked.tk sitesinin haberine göre, Microsoft neredeyse her gün yeni bir Windows 8 yapısını geride bırakıyor; Windows 8 Tüketici Önizleme sürümünün yapı numarası sık sık güncelleniyor. Siteye göre, Tüketici Önizleme sürümünün en güncel yapı numarası 8284.0.winmain.120216-1840. Daha önce belirttiğimiz final yapı numarası 8250'ydi. Microsoft, Windows 8 Tüketici Önizlemesi'nin en stabil ve hatasız sürümünü yapabilmek için çalışıyor.
Microsoft, Windows 8 Tüketici Önizlemesi'nin basın toplantısını, 29 Şubat'ta Barselona'da başlayacak olan Mobile World Congress'te yapacak. Sürümün, Microsoft sunucuları üzerinden yayınlanmaya başlamasının da bu tarihten itibaren olacağını düşünüyoruz.

Hain yazılımlara yem olmayın.


Sizin haberiniz bile olmadan PC'nize kurulan sinsi yazılımlara yenilmek istemiyorsanız...

"Drive-by" adı verilen "indirme saldırıları", sizin haberiniz olmadan bir zararlının PC'nize indirilerek etkinleşmesine neden olabiliyor. 2011'de kurumsal alanda 2010'a oranla yüzde 101 artan (Kaynak: Cisco ScanSafe araştırması) bu saldırılar, bilgisayarınızı risk altına atabiliyor.
Peki Drive-by saldırısı nasıl gerçekleştiriliyor? Bunun için siber suçlular tarafından zararlı bir kod içeren bir web sayfası meydana getiriliyor. Veya varolan iyi niyetli bir sitenin açıkları, suçlular tarafından kullanılarak zararlı kod site içerisine enjekte edilebiliyor. Drive-by indirmelerin diğer bir dağıtım yolu ise reklam ağları. 2009'da New York Times, 2010'da ise Google ve Microsoft bile bu tuzağa düşmüş bulunuyorlar. Bu yöntemde, örneğin sahte bir program için kredi kartı numaranızı vererek ödeme yapmanız isteniyor.
Drive-by saldırılarından korunmanın 6 yolu!

1. Güncel yazılımlara sahip olduğunuzdan emin olun (veya çalışanlarınızı yazılımlarını güncellemeleri konusunda uyarın). Burada özellikle web tarayıcılarının; Java, Flash ve Acrobat gibi eklentilerin güncel olması önem taşıyor.
2. Bir web filtreleme yazılımı yükleyerek, bu tür zararlıların bulunduğu sitelere girişi başından engelleyebilirsiniz.
3. Firefox'da NoScript eklentisini yükleyerek JavaScript, Java ve Flash'ı sadece güvendiğiniz web sitelerinde çalıştırabilirsiniz.
4. Java'yı devre dışı bırakabilirsiniz. PDF görüntüleyicinizin ayarlarında JavaScript'i kapatarak güvenliğinizi artırabilirsiniz.
5. Windows sistemlerinde Drive-by indirme açıklarına engel olmaya yöntelik BLADE sisteminden faydalanabilirsiniz. BLADE 1.0'ın yakında indirmeye sunulması bekleniyor.
6. Çok kullanıcılı ortamlarda, kullanıcılara yönetici erişimi sağlamayın. Bu sayede herhangi bir zararlının verebileceği hasarı azaltabilirsiniz.

iPhone 5'ten kötü haber!


Herkes iPhone 5 için Haziran ayını işaret etse de, bizce yeni iPhone'u bu kadar çabuk beklemeyin!

iPhone 4S'in Ekim'de tanıtılmasının ardından, gelecek nesil iPhone 5'in de 2012 sonbaharında çıkacağı tartışmaları başladı. Japon Macotakara sitesinde isimsiz bir kaynaktan alınan bilgiye göre yapılan haberde, kaynak Apple'ın gelecek nesil iPhone'unu 2012 sonbaharında tanıtacağını doğruluyor.
iPhone 4S'ten önce Apple'ın telefonlarını Haziran ya da Temmuz'da tanıtma alışkanlığı vardı, fakat bu trend 2011'de değişti ve görünüşe göre şirket yeni cihazları tanıtırken de yeni trendi takip edecek.
iPhone 5 için beklentilerimiz, iPhone 4 - 4S arası yapılan küçük değişikliklerden ziyade büyük ve bütün bir değişiklik. HTC One X ve Samsung Galaxy S3 gibi devlerin karşısında tutunabilmek için iPhone 5 mutlaka dört-çekirdekli bir işlemci ile gelmeli.
Daha büyük ekran olabileceği konusunda beklentiler var fakat henüz beklentileri karşılayacak ipuçları bulunmuyor. iPhone 5'in NFC ve 4G teknolojisini desteklemesine ise kesin gözüyle bakılıyor.

21 Şubat 2012 Salı

Hack'lendiniz! Peki ya sonra?

Sık sık okuyoruz... Bir siteyi hack'leyen hackerlar, kullanıcılara ait, isim, e-posta, fatura ve kargo adresleri, telefon numaraları ve hatta kredi kartlarının bilgilerini kolaylıkla ele geçirebiliyor. Ve bu haberlerin ardından, hack'lenen sitelerden genellikle aynı açıklamalar geliyor: "Kritik kredi kartı ve diğer ödeme verileri ele geçirilmedi!"

Bu açıklama, saldırıdan etkilenen milyonlarca kullanıcıya, ay sonunda faturalarına yansıyabilecek gizemli değişiklikler olmayacağı konusunda güven verici, öyle değil mi? Peki ne için endişelenmeleri gerekir? Uzmanlara göre, güvenlik riskleri rahatsız edici spam e-postalardan, tehlikeli phising e-postalara kadar değişebiliyor. Bu postalarda hacker kendini güvenli biri ya da şirket olarak tanıtıp bir linke tıklamanızı istiyor, linke tıkladığınızda ise bilgisayarınıza yüklenen zararlılar, hacker'ın sizin bilgisayarınızın kontrolünü ele geçirmesine ve yazdıklarınızı kaydeden keylogger tarzı programlar kurmasına, hatta şahsi bilgilerinizi çalmasına neden olabilir.

- Bu bilgiler neden değerli?
- Ele geçirilen verilerin parasal değeri ne?
- Siber suç işlenebilmesi için ele geçirilen minimum veri miktarı nedir?
- Bir şirket hack'lendiğinde, ele geçirilen verilerin kötü amaçlarla kullanılması ne kadar zaman alıyor?
- Veriler ele geçirildiğinde, kullanıcılar nasıl tehlikelerle karşı karşıya kalıyorlar?
- Bu risklerin gerçekleşme ihtimali nedir?


Şimdi dilerseniz gelin, bu soruların cevabını birlikte aramaya başlayalım...

Huawei'ın dört çekirdekli modeli Ascend D1 Q'nun görselleri yayınlandı

26 Şubat Pazar günü, Barcelona'da düzenlenecek Mobil Dünya Kongresi'nde (MWC 2012) en güçlü akıllı telefonunun ve 10-inç boyutunda ekrana sahip tableti MediaPad 10'un lansmanını gerçekleştirmesi beklenen Huawei'ın Ascend D1 Q modeline ait dört farklı görsel internette yayınladı.
Dört çekirdekli işlemci desteğini arkasına alacak olan Ascend D1 Q'nun, merak uyandırmak adına belli başlı kısımları gösterilmek istenmiş. Huawei cephesinde gelişmeler yaşandıkça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Google, IE9'u kandırıyor mu?


Google, IE9'u böyle kandırıyormuş!

Microsoft'tan Google'a çok sert suçlama: "Internet Explorer 9'u kandırıyorsunuz ve..."


Geçtiğimiz hafta Google'ın Apple Safari web tarayıcısında kullanıcıları izlemeye yönelik bir kod kullanmasının ortaya çıkmasının ardından Microsoft, Google'a yüklenmişti. Google ise yanlış anlaşıldığını söylemiş ve kodu devre dışı bırakmıştı. Ancak Microsoft, IE blog'unda yayınladığı bir yazıda Google'a tekrar, ancak bu sefer daha güçlü bir şekilde yüklendi.
Internet Explorer geliştirici blog web sitesinde yayınlanan gönderide Microsoft, Google'ın "IE'deki P3P gizlilik koruma özelliğini atlattığını" söylüyor ve ekliyor: "Google'ın kullandığı atlatma mekanizması farklı olsa da sonuç, Google'ın Apple'ın Safari web tarayıcısındaki gizlilik koruma özelliklerini atlatmasına benzerlik taşıyor."
Microsoft yöneticisi Dean Hachamovitch, durumu teknik açıdan şöyle açıklıyor: "...Google, P3P spesifikasyonundaki bir detaydan faydalanarak kullanıcının çerez tercihlerini atlatıyor. P3P spesifikasyonu, tarayıcılara belirtilmemiş tüm ilkeleri yok saymalarını bildirir. Google, tarayıcıya Google'ın çerezleri ve kullanıcı bilgilerini nasıl kullandığını bildiremeyen bir P3P ilkesi yolluyor. Google'ın P3P ilkesi, aslında P3P ilkesi olmayan bir ifade."
Yazıda IE9'un İzleme Koruması (tracking protection) özelliğinin Google'ın kodundan etkilenmediği de söyleniyor ve bir İzleme Koruması listesine abone olunması öneriliyor.
Bakalım Google, bu suçlamalara nasıl bir yanıt verecek.

http://www.facebook.com/pages/Teknoloji-ve-Pc-bilgileri/336611906376924

facebook sayfamız beğene bilirsiniz.

20 Şubat 2012 Pazartesi

iPad 3 bombayı ekranda patlatacak!

Mart ayının başında piyasaya çıkması beklenen Apple’ın üç numaralı tablet PC serisinin ekran kalitesi tarafında iki kata çıkacağı artık neredeyse garanti.
iPhone 4S’lerde kullanılan retina cam teknolojisini Gorilla firmasıyla birlikte iPad 3’e taşımayı planlayan Apple’ın 2048x1536 piksel gibi iddialı bir seviyeye çıkacağı bunun da görsel tarafta ürünü rakiplerden bambaşka bir yere konumlayacağı görülüyor. Şu anki 9.7 inch ekran boyutunun 7 inch seviyelerine inecek olması da cihazın ekran görüntüsü tarafında gerçekten de sınırları zorlayacağını ortaya koyuyor.

Tayvanlı üreticilerin üretim ve teslim tarafından gelen haberlere göre iPad 3 modelinin 7 Mart tarihinde veya 13 Mart’ta piyasaya çıkması bekleniyor. Cihazın şebeke tarafında da 3G teknolojisiin bir adım öteye taşıyan 4G (LTE) şebeke sistemiyle geleceği bunun da bağlantı, hız ve performans tarafında cihazı oldukça kuvvetlendireceği konuşuluyor. Bu şebeke teknolojisi Türkiye’de bulunmuyor ancak ABD’de AT&T ve Verizon adlı operatörlerde kullanılıyor. Bu arada fiyat tarafında Apple’ın strateji değişikliğine gitmesi beklenmiyor. Giriş seviyesinin ABD fiyatlarının 550 dolarlar seviyesinden başlayacağı tahmin ediliyor.

şimdi beğene bilirsiniz.

Chrome'a bir özellik daha!


 
Chrome'a parola oluşturma özelliği geliyor!

Google, sonunda herkesin canını sıkan bu soruna da Chrome ile el atarak sorunu kökten çözecek!


Farklı siteler için kullandığımız farklı parolaları hatırlamak, birçoğumuz için sorun olmaya devam ediyor. Bazılarımız her web sitesi için tek bir parola da kullanabiliyor, ancak bu yöntem büyük bir güvenlik riski taşıyor.
Google ise Chrome web tarayıcısına, web sitelerine kaydolurken otomatik olarak güçlü bir parola oluşturan bir çözüm entegre etmek üzere çalışıyor. Chromium Blog'da anlatılana göre Chrome, parolayı otomatik olarak girmek yerine size bir parola teklif ediyor ve kabul etmeniz durumunda bu parola kullanılıyor. Bunun nedeni ise farklı web sitelerinin farklı parola gereksinimlerinin olabilmesi (parolanın uzunluğu, içerdiği karakterler gibi).
Google'ın hazırladığı bu işlev büyük bir kolaylık getirebilir ancak bazı tehlike ve soru işaretleri de mevcut. Örneğin kullanıcının Chrome hesabı ele geçtiğinde tüm parolalar saldırganın eline geçebilir. Google böyle bir durum fark edildiğinde "tüm parolaları otomatik olarak değiştirmenin mümkün olabileceğini" söylüyor. Diğer bir soru işareti ise parolayı kullanabilmek için mutlaka bir Chrome tarayıcısına ihtiyaç duyup duymayacağımız.

Retina Ekran'lı iPad 3, "A5X" yongasından güç alacak

7 Mart'ta tanıtılması beklenen 3.Nesil iPad'le ilgili olarak merak edilen sorular cevap bulmaya devam ediyor.Kısa bir süre önce 2048x1536 piksellik Retina Ekran'a sahip olacağı büyük ölçüde kesinleşen yeni iPad, işlemci açısından ise A6 yongasına sahip olmayabilir.
Bu yorumu yapmamıza sebep olan kaynak ise Çin'li WeiPhone sitesi tarafından internete sızdırılan iPad 3'ün Logic Board'u (Mac dünyasında Logic Board, PC dünyasında ise Anakart- Mother Board) fotoğrafı. Yapı itibariyle iPad ve iPad 2'de kullanılan Logic Board'lar ile benzerlik gösteren Logic Board'u üzerinde ilk göze çarpan ise A6 ismiyle beklenen Apple'ın 3.Nesil işlemcisi olan "A5X" isimli yongası. Fotoğrafın doğruluğunu arttıran önemli unsurlardan bir diğeri olan yonga üzerindeki "1146" tarih kodu ise yonganın 2011 yılının 46.haftasında yani 14-20 Kasım tarihleri arasında banttan çıktığı anlamına geliyor.
Diğer taraftan Logic Board üzerinde 16GB'lık iki çift Hynix marka depolama birimi göze çarparken; A5X'in sol tarafında ise Apple marka, geçmiş nesillerdeki Logic Board'lar göz önüne alındığında kuvvetle muhtemel güç yönetimiyle ilgili yonga yer almakta.
Hatırlanacağı üzere kısa bir süre önce Macrumors ekibinin iPad 3'e ait olan ekran ile iPad 2'nin ekranını mikroskop ile incelemeleri sonucunda iPad 3 için OEM etiketle yedek parça olarak seri üretimi yapılan ekranın çözünürlüğünün 2048x1536 piksel olduğu ortaya çıkmıştı.

TÜRK BİLİM ADAMININ BAŞARISI

ABD’deki Yale Üniversitesi’nde görevli Prof. Erol Fikriğ ile ekibi, tıp ve ilaç sektörlerinin geleceğini etkileyecek bir buluşa imza attı.

Howard Hughes Tıp Enstitüsü’nde Bulaşıcı Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Fikriğ, beden saatinin hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde çok önemli bir role sahip olduğunu ortaya çıkardı.
"Immunity" adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmaya göre, bağışıklık sistemindeki bir protein, gün içinde bedende meydana gelen değişimlerden etkileniyor.
Prof. Fikriğ ve ekibi, bağışıklık sisteminin gün içinde sürekli değiştiğini belirledi ve bu değişime neyin neden olduğunu araştırdı.
Fareler üzerinde yapılan deneyler, bağışıklık sisteminde bakteri ve virüsleri saptayabilen TLR9 adlı proteini ortaya çıkardı.
Üretilen TLR9 proteini miktarının ve proteinin işlevinin sürekli değiştiğini saptayan bilim adamları, protein üretimi ile işlevinin beden saati tarafından kontrol edildiğini keyfetti.
Bilim adamları, TLR9 etkinliği doruk noktasına ulaştığında bağışıklık sisteminin de en güçlü olduğu evreye yükseldiğini buldu.
Protein üretimi ve işlevindeki değişikliğin enfeksiyonun günün hangi saatinde bedene girdiğine göre şiddetini değiştirdiğini belirleyen Prof. Fikriğ ve ekibi, kan zehirlenmesi ve sepsis tehdidi altındaki kişiler üzerinde yaptıkları incelemelerde bu kişilerde ölüm riskinin saat 02:00 ve 06:00 arasında en yüksek seviyesine ulaştığı belirledi.
Bitkiler, hayvanlar ve hatta bakterilerin bile 24 saatlik ritm içinde yaşadığını belirten araştırmacılar, saat dilimin değiştiği uzun uçuşlar sırasında bedenin alışık olduğu ritm bozulduğu için "jet lag" etkisinin ortaya çıktığını söyledi.
Prof. Erol Fikriğ, BBC’ye yaptığı açıklamada, 24 saatlik ritm ile bağışıklık sistemi arasındaki doğrudan moleküler bağlantının hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde önemli bir etkiye sahip olduğunu vurguladı.
Fikriğ, günlük ritmin bozulmasının insan bedeninin patojenlere hassasiyetini artırdığını sözlerine ekledi.
Bilim dünyası, keşfi gelecek 10 yıl içinde tıp ve ilaç sektörlerinde önemli değişikliklere yol açacak bir gelişme olarak niteledi.

100'üncü haber.... bloga giren herkese teşükkür ederim.....

6 Mart'ta neler olacak?

MS, Windows 8 ve oyunlar hakkında konuşacak!

Windows 8'in en çok merak edilen detaylarından biri daha tüm detaylarıyla ortaya çıkıyor...


Yıllık Oyun Geliştiricileri Konferansı (GDC), önümüzdeki ay San Francisco'da gerçekleştirilecek. 24 yıldır gerçekleştirilen etkinliğe her sene binlerce oyun geliştiricisi katılıyor. Microsoft ise yaptığı duyuruda, GDC 2012'de Windows 8 dahil olmak üzere çeşitli platformlarında nasıl oyun yapılabileceğine dair bilgiler sağlayacağını açıkladı.
Microsoft'un bir gün sürecek etkinliği Microsoft Developer Day, GDC'nin ikinci günü olan 6 Mart'ta gerçekleştirilecek. Microsoft'un etkinliğinde geliştiricilere Windows 8 Metro stili uygulama platformu ve yeni Xbox LIVE hizmetleri hakkında bilgiler verilecek.
Microsoft'un seansları arasında "Windows 8 için harika bir Metro Stili oyun oluşturma" ve "Windows 8 Deep Dive'da Xbox LIVE" gibi başlıklar bulunuyor.

ABD 'Avatar Ordusu' kuruyor

Pentagon, zihin gücüyle yönetilen robot ordusu için kolları sıvadı.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), yakın gelecekte asker kayıplarını minimuma indirmek için, Hollywood filmlerinden ilham alıyor. Pentagon’un teknoloji geliştirme birimi olan “Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı” (DARPA), askerlerin düşünce gücüyle istedikleri görevi yaptırabilecekleri insansı robotlar geliştirilmesi için çalışmalarına başladı.
ÇALIŞMALAR BAŞLADI
Hedefi itibarıyla James Cameron’ın gişe rekortmeni filmi 'Avatar'da kullanılan uzaylı-insan melezi bedenleri hatırlatan projenin araştırma-geliştirme çalışmaları için DARPA’nın 7 milyon dolar bütçe ayırdığı belirtiliyor.

Proje ile geliştirilecek robotların, temizlik, devriye, tıbbi müdahale gibi görevleri de üstlenmesi öngörülüyor.
4 BACAKLI ASKERLER
ABD’li uzmanlar, bir süredir zihin gücüyle çalışan yeni nesil insansız hava araçlarının geliştirilmesi için çalışmalarda bulunuyor. DARPA’nın cephede askerlerin teçhizatlarını taşımalarına yardımcı olmak amacıyla “AlpaDog” adını taşıyan 4 bacaklı bir robot üzerinde çalıştığı açıklanmıştı.

19 Şubat 2012 Pazar

Bilim Adamları: Oyunlar Gözlerinize İyi Gelir

Çok oyun oynamanın gözlerimizi bozacağı yıllardır bize söyleniyor. Özellikle ailelerimiz "yeter artık gözlerin kıpkırmızı oldu" gibi sözlerle bizi oyunların başından kaldırmaya kalktılar, ama çoğunlukla bu konuda başarısız oldular. Gerçi haksız da değillerdi, kişisel olarak günde 5-10 saat oyun oynamanın yararlı veya doğru bir yanının olduğunu düşünmüyorum.
Bilim adamlarına göre oyun oynamak gözlerimize iyi geliyor. Tabi bunun anlamı ne kadar çok oyun oynarsak gözlerimiz o kadar iyi olacak değil; bazı önemli noktalar var. Kanada'daki McMaster Universitesi'nden Daphne Maurer, katarakt sorunları için 6 deneğe ayda 40 saat Medal of Honor oynatmış. Haftada 5 gün, günde 2 saat oyun oynayan deneklerin oyun bağımlısı olmaması için fazlasına izin verilmemiş.
Bir ay sonra 6 denekten 5 tanesinin insan yüzlerini daha kolayca tanıdığı, ayrıca küçük yazılar ve noktaları daha iyi takip ettikleri gözlemlenmiş. Bu araştırmadan sonra Electronic Arts, Medal of Honor kutularına bizim fındık reklamlarındakine benzer şekilde "Her gün 2 Saat Medal of Honor Gözlerinize İyi Gelir" yazabilir.
Daphne Maurer'in ekibi şiddet içermeyen ve gözleri geliştiren kusursuz bir video oyunu yaratmak için de harekete geçirmiş. Sanırım Portal veya Portal 2 gibi oyunlar onlara bu konuda fazlasıyla yardımcı olabilir.

Microsoft yeni Windows logosu üzerinde çalışıyor

Microsoft'un, Windows 8 işletim sisteminin tüketici önizleme sürümünü yayınlayacağı 29 Şubat tarihi iple çekilirken son günlerde yeni bir logo tasarlanacağı iddiaları gündeme geldi.
Bazı sitelerin Windows 8 yüklü bir tabletin Home tuşunda keşfettiğini iddia ettiği yeni logoyu yayınlamaları sonrasında bu tuşun aslında orijinal Windows logosu taşırken resmin üzerinde oynandığı ortaya çıkmıştı. Yeni Windows logosu hakkında soru işaretlerini resmi blogda Windows ekibinden Sam Moreau giderdi.
İlk Windows 1.0 sürümünün piyasaya sürülmesinin üzerinden 26 yıl geçti ve bu süre zarfında Windows logosu pek çok farklı tasarıma büründü. Aslında tasarımların odak noktası işletim sisteminin gelişme aşamalarını göstermekti. Daha fazla renk, daha iyi fontlar, daha detaylı ve canlı 3D görsel efektler ve gölgeler bu logolarda ön planda oldu.
Microsoft'un tasarım firması Pentagram'ın yardımı ile ortaya koyduğu yeni logo ise firmanın köklerine geri döndüğünün bir simgesi. Moreau'nun paylaştığı yeni logo Windows 1.0 logosuna oldukça benziyor ve Metro arayüzünden esintiler taşıyor. Sol kısımda 4 camlı bir pencere simgesi bulunurken yazı ise sağ kısımda yerini almış. Renk de yine Windows 1.0 logosu ile benzeşiyor.
Logo tasarımı uluslararası tipografik stili sayılan İsviçre tasarımını temel alıyor. Bu tasarım Metro arayüzü felsefesini en iyi şekilde anlatıyor. Ayrıca Windows 8'in basit ve hızlı tarzına da atıfta bulunuyor. Microsoft'un kullanıcılara sürprizi ise masaüstünde renk değişikliği yaptığınızda logonun da bu renge göre değişerek açılış ekranında sizi karşılaması.
Moreau bu logonun bir bayrağı andırdığı eleştirilerine ise bunun bir bayrak değil bir pencere imajını yansıttığını ve bir dalgalanma efektinin artık olmadığını belirtti.
Yeni logonun ne zaman kullanıma gireceği hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak bu yılın üçüncü çeyreğinde olabileceği tahmin ediliyor.

'Uzay'ın yeni sürprizi!

Astronomlar, bir süpernovanın 10 milyon santigrat derecedeki patlama bulutunda karbonmonoksit buldu.

Bilim adamı Jeonghee Rho başkanlığındaki ekibin, The Astrophysical Journal Letters'da yayımlanan keşfinin, uzaydaki karbon oluşumuyla ilgili mevcut modeli tartışmaya açması bekleniyor.
Bilim adamları, Akari teleskobuyla 11 bin ışık yılı uzaktaki süpernova patlama bulutu Cas A'yı incelerken, karbonmonoksidin oluşturduğu hava kabarcıklarını gördü.

Rho, uzayın sürprizlerle dolu olduğu yorumunu yaptı.
Süpernova patlamaları, uzaydaki ağır kimyasal elementlerin en önemli kaynağı. Karbon, silisyum, demir ve diğer ağır elementler ancak çekirdek füzyonuyla süpernova patlamaları esnasında oluşuyor. Uzayda daha önce de bir karbon ve oksijen atomundan oluşan karbonmonoksit moleküllerine rastlanmıştı. Ancak bunlar soğuk ortamda ve ağırlıklı olarak yıldızlar arasındaki gazın içerisinde bulunuyordu.
Süpernova patlama bulutunun çok sıcak olduğunu belirten bilim adamları, keşfin, karbonmonoksit moleküllerinin süpernova bulutlarında nasıl şekillendiği ve geliştiği yönündeki teorileri gözden geçirmeye iteceğini ifade etti.
Şimdi bilim adamları, "karbonmonoksit molekülleri süpernova patlamasından sonra mı oluştu", "geçen sürede hayatta kalmayı nasıl başardı", "kabarcıklar içinde mi korundu", "yoksa sıcak karbonmonoksit patlama sonrasındaki bulutta değişikliğe mi uğradı" gibi soruların cevaplarını arıyor.
Powered By Blogger

Bu Blogda Ara

Popüler Yayınlar